Yazar, kitaba sosyolojinin kısaca tanımını ve kapsamını anlatarak girmek istiyor ama bu kısım asıl konu olan din sosyolojisi kısmından bile uzun sürüyor doğal olarak. Tabakalaşma, grup, zümre, cemaat gibi kavramları tanıttıktan sonra da din sosyolojisine giriş yapıyor. Grupları, doğal ve dinsel olmak üzere iki grupta inceliyor.
Ve nihayet, dinin oluşumu, dinle toplumun karşılıklı etkileşimi, dini tabakaların oluşması gibi din sosyolojisini ilgilendiren bölüme geçiyor. Kitabın bundan sonraki bölümü oldukça ilginç ve heyecanlı. Özellikle tarihsel materyalizme göre dinin tanımı ve bu tanımın neden eksik kaldığını anlattığı bölüm.
Tarihsel materyalizm dini bir neden sonuç olarak görüyor ve dinin oluşmasını özellikle modern toplumlarda insanların kolay yönetilmesini sağlamak isteyen egemen kesime bağlıyor. Hans freyer bunun ilkel toplumlar için geçerli olduğunu söylüyor, mesela tarımsal bir toplumun bereket tanrısı gibi tanrıları olduğunu bunun da toplumun yaşayışından etkilenen dinin bir kanıtı olabileceğini söylüyor. Diğer taraftan islam hristiyanlık gibi yüksek dinlerin bu tanıma uymadığını bu dinlerin öğretileriyle bizzat toplumu etkilediğini anlatıyor.
Sonuç olarak da dinlerin ve toplumun tek taraflı değil karşılıklı bir etkileşim içinde olduğunu belirtiyor.
Dinler ve çağdaş sanayi kültürünü anlattığı son bölüm ise dinin modern toplumdaki işlevleri bakımından ne kadar önemli olduğunu anlatıyor yazar:
Din bireyleri kişiliklerinin parçalanması tehlikesine karşı korur; onları kutsal ile karşı karşıya getirerek kişiliklerinin birliğini sağlar ve bir bütün haline gelmelerine yardımcı olur.
Gelecekte çağdaş kültürleri az farklılaşmış kültürlerden ayırt eden özellik, çağdaş kültürlerde dinin bütün kültür alanlarını doğrudan doğruya egemenliği altında bulundurmayışıdır. Fakat dinsel kişilik dolayısıyla din gene de bütün kültür alanları üzerinde etkisini göstermekte ve bu anlamda kültürün merkezi olarak kalmakta devam etmektedir.
Kitap Tanıtımı
Yeni-Hegelci olarak tanınmakla birlikte, Marx, Dilthey,Husserl, Max Weber ve Simmel’den de etkilenen HansFreyer toplum felsefesine ve özellikle bir gerçeklik bilimi olarak toplum biliminin ana yolunda gelişmesine yaratıcı ve yorulmaz çalışmalarıyla önemli katkılarda bulundu.
Freyer, Gerçeklik Bilimi olarak Toplumbilimi (Soziologieals Wirtschaftswissenschaft,1930) adlı eserini yayımladığı yıl; Alman din bilimci ve din sosyolojisinin önde gelen bir adı, JoachimWach, Din Sosyolojisine Giriş (Einführung in dieReligionssoziologie, 1930) eserini Freyer’e ithaf ediyordu. Bundan sekiz yıl sonra Latin Amerika’da Buenos Aires Üniversitesi’nden toplum bilimci AlfredoPovina, Freyer’den etkiler taşıyan Gerçeklik Bilimi olarak Toplumbilimi (Sociologiacomeciencia de realidad, 1939)’ni yayımladı. 1950’li yıllarda İstanbul ve özellikle Ankara Üniversitesi’nde onun yıllarca hizmetleri, sosyolojiyi gerçeklik bilimi anlayışına kavuşturmada Türkiye için büyük bir imkândı.
Hans Freyer’in Türkiye’deki verimli çalışmalarının başka bir ürünü olan Din Sosyolojisi kitabı, tanımlanması, bir çerçeve çizilmesi zor bir alanda konunun nasıl ele alınması gerektiği ile ilgili toplumların maddi ve manevi geniş etkileşim sahalarına girerek ciddi bir perspektif sunuyor.
(Tanıtım Bülteninden)