Şiirden pek anlamam, “şiirden anlanır mı?”onu da bilmem. Ama şiiri hissederim, bir şiir okuduğumda kelimelerin kokusunu hissediyorsam, yüzümü buruşturuyorsa bazıları ya da derince bir nefes aldırıyorsa, o kokuyu bir kez daha çekmek istiyorsam içime; o şiir benim için iyi şiirdir.
Peki iyi şiir yazmak yetenek midir yoksa çalışmakla mı alakalıdır? Ben ikisinin de birleşimi olduğuna inanıyorum. Yarısı yetenek ve ilhamdır geri kalanı çalışmaktır şiirin, birazcık işçilik gerektirir, emek gerektirir.
Bu yönüyle genç şairlere getirmek istiyorum lafı. Her insan gençliğinde az çok şiir okumuştur ve yazmıştır. Çok azı bu şiirlerini paylaşabilmiştir, okuruna ulaşabilmiştir. Belki de bu yüzden yüzlerce şair binlerce şiir ki her biri bir yaşantı, bir duygudur, tarihten silinmiştir.
Bazıları şiirin ilham yönünü göstermiş ama emek yönünü ihmal etmiştir. Şiirlerinin peşine düşmemiştir onları geliştirmek yoluna gitmemiştir. Ve şiirleri lise yıllarında karşılıksız aşka yazılan dizelerden öteye gitmemiştir.
Onur Gökdal böyle bir şair değil, şiirin ilham yönüne de emek yönüne de gereken önemi vermiştir. Yolun başındadır ve bunun farkındadır ve önemli olan da bunlardır bence.
İlk kitabının adı, Ortaköy Palyaçosu. İlhamla yazdığına inandığım bu kitabını okumanızı tavsiye ediyorum, böylece şiirin emek kısmına bir şans vermiş olacaksınız.
Kitabı kitapyurdu.com’dan da satın alabilirsiniz:
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=649182