Turan Dursun bir internet sitesinde gördüğüm ve hayat hikayesiyle ilgimi çekmiş olan bir yazar. Kendisi, imam ve müftü olarak çalıştıktan sonra dinlerin insanları uyuşturmak için egemenler tarafından uydurulmuş ilkel düşünceler olduğu tezi üzerine kitaplar yazmış ve bu kitaplar yüzünden de katledilmiş.
Yazdığı kitapların bana çok şey katacağını düşünerek bu kitabı aldım ve okudum, gerçekten de öğrendiğim çok şey oldu. Yine de kesinlik ve bilimsellik yönünden beklentilerimin çok altında kaldı. Yazdıklarının daha çok kişisel çıkarımlar ve bağlantılardan ibaret olduğunu gördüm. Sorduğu sorular da zaten sorulagelen cinsten.
Kitapla ilgili genel düşüncelerim şunlar :

  • Kitabın amacı ilkel (!) inanışlarla islam ve diğer dinler arasındaki bağlantıyı göstererek dinlerin insanların yönetimini kolaylaştırmak için uydurulmuş birer meta olduklarını kanıtlamak.
  • İslam, musevilik, hristiyanlık, sabiilik, brahmanizm gibi dinler detaylı bir şekilde incelenmiş ve aralarında bazı konularda aynılık derecesine varan benzerlikler olduğu saptanmış.
  • Bu saptamalar yazarın kanıtlamak istediği tezi desteklemekten çok uzak. Yazar bu benzerliklerin ilkelliğin kanıtı olduğunu söylerken, karşıt düşünceden birisi pekala bu benzerliklerin dinlerin aynı kaynaktan yani tanrıdan geldiğinin bir kanıtı olarak görebilir…

Kitaptan aklımda kalan özel bölümler şunlar:
1. Peygamber (s.a.v)in ayın ikiye yarılması mucizesi ile ilgili olarak şu hadisi yorumluyor yazar:
Abdullah İbni Mes’uaddan, “Biz Minada Allah’ın peygamberi ile birlikteydik ki ay ikiye ayrıldı. Onun bir parçası dağın öbür tarafında iken diğeri bu yanındaydı. Allah’ın peygamberi bize “şahit olun” dedi.
Ve bu hadisten, ayın ikiye ayrılıp yeryüzüne düştüğünü bir parçasının hira dağının önüne bir parçasının da arkasına geldiğini çıkarıyor. Ben bu hadisten daha çok ayın yeryüzüne düşmesini değil de perspektifle ilgili bir şey anlıyorum…
Yine de inanan inanmayan herkes tarafından ön yargısız okunası ve içindekilerin araştırılası bir kitap buldum.