Ahmet Hamdi her ne kadar şairliği ile tanınmayı dilemiş olsa da yazdığı romanlar ona var olan ününü kazandırdı. Saatleri Ayarlama Enstitüsü artık dünyaca okunan bir klasik. Ancak yazarın klasik olmayı hak eden tek kitabı o değil.
Mahur Beste, Sahnenin Dışındakiler, Huzur, Aydaki Kadın ve Suatın Mektubu… Bunların dışında yayınlanmış yazılarından oluşan iki kitabı ve beş anadolu şehrini anlattığı Beş Şehir, Yahya Kemal’i anlattığı kitapları da var.
Ahmet Hamdi sanat, siyaset, estetik, felsefe konularındaki görüşleri ile Türkiyede bir çok aydını etkilemiş bir yazardır. Kendisine saygı duymayan bir düşünüre rast gelmedim. Böyle bir düşünürün kitapları da okuru genel kültür ve düşünce olarak bir üst seviyeye çıkaracak cinsten eserlerdir.
Tarz olarak da özgün ve kendini okutan bir stile sahip. Kitaplarında olaydan ziyade psikolojik, sosyolojik ve ideolojik tahliller vardır. Bu düşünceler kahramanlara sindirilmiştir. Her kahraman bir devrin adamını temsil eder ve arka planda müthiş bir birikime sahiptir.
Kısacası okumanız için çok sebep var.
Peki hangi sırayla okumalı?
Bana kalırsa Ahmet Hamdiyi çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanmış ya da yayınlanmamış yazılarının bulunduğu “Hep Aynı Boşluk” ve Benim Yaşamım adlı eserlerle başlayıp nasıl bir yazarla baş başa olduğumuzu anlamamız gerekiyor.
Sonra ısınma babında Beş Şehir isimli kitabı okumalı ve daha sonra romanlarda tadacağınız o istanbul manzarası lezzetine kendinizi alıştırmalısınız.
Sonraki durağınız Mahur Beste olmalı. Behçet Beyin hüzünlü hikayesini okurken dönemin İstanbulunu, siyasi ve kültürel ve de sosyal ilişkileri gözden kaçırmamalısınız.
Sonra nerdeyse aynı hikayenin devamı gibi duran ancak birinci dünya savaşının yıkıcı etkilerini ve istanbulun işgal altındaki yılları ve asıl sahne olan anadoludaki hareketleri desteklemeye çalışan sahnenin dışındaki vatanperverleri yani istanbulluları okumalısınız.
Sıradaki kitabınız Huzur olmalı. İsminin huzur olduğuna bakmayın, görünürde Mümtazla Nuranın aşk hikayesini anlatsa da arka planda bir dünya savaşı atlatmış bir milletin yaklaşmakta olan ikinci dünya savaşına karşı aldığı tavır ve savaşmaktan kendi benliğini bulamamamış, asya ile avrupa arasında sıkışmış olan aydınlanma hareketimiz anlatılır.
Huzur’dan sonra Suat’ın Mektubunu okumalısınız. Bu kitapta Huzurun karakterlerinden olan Suatın o romandaki olayların gidişatını değiştiren son mektubu yer alıyor.
Son olarak da Saatleri Ayarlama Enstitüsünü okumalısınız. Bu kitabı başta da okuyabilirsiniz ama diğerlerinden farklı bir tarzı olduğu için ben sona bıraktım yoksa dönem olarak diğer romanlarından daha erken bir dönemi konu alır.
Geriye kalan kitapları ise çerez niyetine istediğiniz gibi tüketebilirsiniz.