Yeni Başlayanlar İçin Fotoğrafçılık

Fotoğrafçılığa yeni ilgi duymaya başlayan ama nerden başlayacağını bilmeyenler için rehber.

Yeni Başlayanlar İçin Fotoğrafçılık

Fotoğrafçılık her daim popüler olan ancak pahalı olması sebebiyle herkesin kolayca ulaşamadığı bir hobi. Teknolojinin ilerlemesi ve instagram gibi fotoğraf paylaşım sitelerinin yaygınlaşması ile fotoğrafçılık daha da ön plana çıkan bir hobi oldu.

Ancak çoğu insanın gördüğü gibi fotoğrafçılık cep telefonundan selfi çekip onu filtrelerle değiştirerek instagram’da paylaşmaktan çok daha fazlası. İşte bu gerçeğin farkına varanlar için ilk adım bu yazımızı okumak. Bu yazıda temel fotoğrafçılık terimlerini ve kavramlarını tanıtacağız. Hadi başlayalım;

Temel Kavramlar

Fotoğrafçılığa yeni başlayanların bilmesi gereken terimler vardır. Bunların başında enstantane, İSO ve diyafram açıklığıdır. Şimdi bu terimlerin anlamlarına ve fotoğrafa etkilerine bakalım.

1. Enstantane Hızı Nedir?

En basit tabiriyle enstantane hızı, fotoğraf makinenizin örtücü (obtüratör) yani, makinanızın deklanşörüne bastığınızda makinenizin ışık alan kısmının açılık kapanma süresidir. Bu süre ne kadar fazlaysa makinenize o kadar ışık girer.

Enstantane hızı saniye ile ölçülür, çoğu zaman saniyenin parçaları ile, örneğin; 1/20, 1/60, 1/80 … saniye gibi. Burada sayı 1’e yaklaştıkça hız azalır örneğin, 1/1000 1/10 dan çok daha hızlıdır.

Bu hız makinelerde en fazla 30 saniyeye kadar çıkar. Yani bu deklanşöre bastıktan 30 saniye sonra fotoğrafın çekileceği anlamına gelir. Makine bu süre içinde ışık toplar. Süreyi daha da artırmak için B (bulb) modunu kullanmanız gerekir. Bu moda deklanşöre bastıktan sonra siz tekrar basıncaya kadar örtücü (obtüratör) açık kalır.

Normal ışık ortamında 1/60 ve daha hızlı (1/80 gibi) estantane hızı kullanılır çünkü daha yavaş estantene ile çektiğiniz resimde, en küçük titreme fotoğrafta bozulmaya neden olur ve makineye çok fazla ışık gireceğinden fotoğrafınız gereğinden fazla parlak olabilir.

Gece çekimlerinde ve karanlık ortamlarda veya yıldız çekimlerinde enstantane hızınızı makinenizi kıpramamak koşuluyla olabildiğince yükseltebilirsiniz.

Resimdeki hareketi dondurmak için enstantane hızını yükseltmeniz gerekir. Örneğin 1/500 enstantane hızında makineniz saniyenin beşyüzde biri hızda açılıp kapanacak ve hareketli nesneleri donduracaktır. Bu yolla bir uçağı, şelaledeki damlaları, yağmuru vs… çekebilirsiniz.

Yüksek Enstantane Hızı

Tam tersine, resimdeki hareketi vurgulamak istediğinizde ise bu kes enstantane hızını düşürmeniz gerekir. ½ saniye saniyenin yarısı demektir ve yavaş bir hızdır. Duruma göre daha da yavaşlatabilirsiniz. Bu yolla koşan bir çocuğun hareketini, akan bir suyun hareketini, hatta yıldızların, ayın hareketini bile gösterebilirsiniz.

A Pause in New York
Düşük Enstantane Hızı

Yukardaki fotoğraf düşük enstantane hızı ile çekilmiş. Bu şekilde çekmenin sonucu  hareketli nesnelerin bulanık çıkmasıdır. Kulağa hoş gelmese de bu fotoğrafta olduğu gibi ortaya güzel kareler çıkarmak mümkün.

2. Fotoğrafçılıkta ISO Nedir?

Klasik fotoğraf makineleri için İSO, Filmin ışığa olan duyarlılığını ifade eder, modern kompakt veya DSLR makineler içinse makine sensörünün ışığa olan duyarlılığıdır. 100, 200, 300… Gibi sayılarla ifade edilir. Sayı ne kadar düşükse makinenizin ışığa olan hassasiyeti de düşüktür ve fotoğraf kalitesi yüksektir.

İSO’yu ışığın az olduğu ortamlarda artırarak fotoğrafta aydınlığı yakalayabilirsiniz ama bu size fotoğrafta hoşunuza gitmeyecek pürüzlere, gürültülere sebep olabilir.

Şekil 1 Sağda resim 3200 iso değeriyle çekilmiştir. Soldaki resimde ise iso değeri 100 dür.

100 İSO değerleri içinde normal saydır ve bu İSO değerinde noktaların, bozulmaların ve gürültü (noise) olmadığı güzel resimler çekebilirsiniz.

Bir çok insan İSO değerlerini makinanın seçmesine izin verir. Bu makinelerdeki oto mod yani ayarları makinenin seçtiği çekme tercihleri ile olur. Makineniz bu değeri olabildiğince düşük tutmaya çalışacaktır.

İSO değerinizi kendiniz seçmek istediğinizde işler değişir ve bazen acemiyseniz çığırından çıkar. Çünkü İSO diyafram aralığını ve enstantane hızınızı da etkiler. Örneğin İSO değerini 100 den 400 e çıkardığınızda enstantane hızı artacak, diyafram aralığı düşecektir.

İSO değerinizi değiştirmeden önce kendinize şu soruları sormanız gerekebilir;

  1. Işık: Konu yeterince aydınlık mı?
  2. Gürültü: Fotoğrafta gürültü (noise), noktalar istiyor muyum?
  3. Tripod: Tripod yani üçayak kullanıyor muyum?
  4. Hareketli konu: Konu sabit mi haraketli mi?

Eğer ışık yeterliyse,  konu da sabitse, tripod kullanıyor ve gürültü istemiyorsanız  oldukça düşük bir iso değeri seçmek en akıllıca olanıdır.

Ama karanlık bir ortam, konu hareketli ve tripod da kullanmıyorsanız ve fotoğrafta oluşacak gürülüyü önemsemiyorsanız ya da özellikle gürültü istiyorsanız o zaman yüksek iso kullanmanın tam zamanı diyebiliriz. Bu size daha iyi bir enstantane hızı ve yine de aydınlık bir poz verecektir.

Şüphesiz yüksek iso gürültülü bir resim demektir.

Yüksek is oyu kapalı alanlarda, konserlerde, doğum günü partilerinde, ışığın yetersiz konunun hareketli olduğu heryerde kullanabilirsiniz. Karşılığında ne alacağınızı artık biliyorsunuz.

3. Diyafram Açıklığı ve Alan Derinliği

Diyafram, lenslerde bulunan ve fotoğraf makinesine girecek ışığın miktarını belirleyen mekanizmanın adıdır.

Diyafram açıklığı daha çok lenslerle alakalı bir durumdur. F harfi ile gösterilir, F 1.2, F 2.8 gibi... Lenslerde F değeri ne kadar düşükse o kadar iyidir. Bu şekilde karanlık ortamlarda bile fotoğraf çekmek kolaylaşır.

Fotoğrafçılıkta Diyafram

Fotoğraftaki net alan miktarına ise alan derinliği denir. Diyafram açıklığı ne kadar fazlaysa makineye ve sensöre o kadar fazla ışık düşer. Bunun sonucunda fotoğraftaki net alan miktarı azalır.

(While this photograph is available for free, donations are appreciated. You can send donations my way through PayPal: ashleyinguanta.donations@gmail.com.)
Açık Diyafram / Düşük Alan Derinliği

Yukardaki fotoğraf açık diyafram kullanılarak çekilmiştir (F 1.2). Diğer taraftan açık diyafram kullanmanın fotoğrafa etkisini görüyorsunuz. Fotoğrafta çok az bir alan net görünüyor. Bu da alan derinliğinin düşük olduğunu gösteriyor.

Özellikle portre fotoğraflarında düşük alan derinliği tercih edilir. Bu şekilde arka plan bulanık kalırken konu daha çok ortaya çıkar. Manzara fotoğraflarında ya da mimari ya da moda fotoğrafçılığında ise konunun her tarafının net olması istenir. Bu durumda diyafram kısılır (F 8, F 11 gibi...).

A view of the surrounding area near the peak of Goyt Valley.
Manzara fotoğraflarında kısık diyafram tercih edilir.

Yukardaki fotoğrafta kısık diyaframla çekilmiş bir fotoğraf görüyorsunuz. Bu şekilde fotoğrafın çok daha fazla bölümünün net olması sağlanmıştır. Manzara fotoğrafçılığında kısık diyafram açıklığı (F 5.6, F12 gibi...) tercih edilir.

Kompozisyon

Fotoğrafçılıkta öğrenmeniz gereken en önemli terimlerden bir tanesi “kompozisyon” kavramıdır. Belki de en önemlisidir. Şimdi fotoğrafçılıkta kompozisyon nedir ona bakalım.

Fotoğrafçılıkta kompozisyon nedir?
Kompozisyon kelimesini okul hayatınız boyunca ilkokuldan başlayarak birçok defa duymuşsunuzdur. Türkçe derslerinin vazgeçilmezidir, öğretmen bir konu verir ve sizden o konu üzerine bir kompozisyon yazmanızı ister.

Siz de başlarsınız kelimelerle oynamaya, benzetmeler yaparak, karalayarak silerek doğru kelimeler ve cümleleri doğru sıraya koyarak anlamlı bir bütün elde etmeye çalışırsınız.

İşte fotoğrafçılıkta da kompozisyon tam olarak budur. Fotoğrafı bir beyaz kâğıt olarak düşündüğümüzde, öğeleri oraya yerleştirme şeklimiz kompozisyondur.

Kompozisyon tek başına çok detaylı bir konudur. Bu konuda uzun yazılarımız olacak, şimdilik bu kadarını bilmek yetiyor.

Ekipman

Fotoğraf çekmek için bir fotoğraf makinesine ihtiyacınız var. Günümüzde telefonlar bir çok kişinin fotoğraf ihtiyacını fazlasıyla karşılar, ancak hobi olarak ya da profesyonel olarak fotoğraf çekmek isterseniz telefonunuz muhtemelen size yetmeyecektir.

O zaman biraz da fotoğraf makinelerini tanıyalım. Günümüzde karşınıza çıkabilecek üç tür fotoğraf makinesi var diyebiliriz. Bunlar kompakt makineler, dslr makineler ve aynasız makineler.

Kompakt Makineler: Bu makineler kullanım kolaylığı ve taşıma kolaylığı sağlayan küçük makinelerdir. Değiştirilebilir objektif (lens) sunmazlar. Manuel ayarlar çok güçlü değildir. Genellikle ayarlar otomatiktir ve konuya doğrultup çekersiniz. Bu makineler için, telefonun biraz daha gelişmiş hali diyebiliriz.

Bu arada süper kompakt makineler yok değil, mesela Nikon p1000 gibi zum canavarı kompakt makineler mevcut.

DSLR Makineler: Bunlar yakın zamana kadar profesyoneller tarafından en çok tercih edilen makinelerdi. Açılımı "Digital Single Lens Reflect" kelimelerinin baş harfleridir. İçerisinde bulunan bir aynadan dolayı bu ismi alırlar. Bu aynalar sayesinde vizöre çekeceğimiz görüntü aynen yansır.

Bunların lensleri ihtiyaca göre değiştirilebilir ve manuel modları kullanıcıya çok esneklik sağlar.

A camera in it’s natural environment.
DSLR Makine

Aynasız Makineler: Bu makinelerin Dslr makinelerden en önemli farkı içerisinde bir ayna barındırmamalarıdır. Böylece hızları ve boyutları küçülürken yetenekleri artmıştır. Bu makinelerde ayna olmadığı için vizör elektroniktir ve küçük bir ekran aracılığıyla çekeceğimiz görüntüye bakarız.

Detail front shot of a Fujifilm X-T3 mirrorless camera with kit lens
Fujifilm aynasız fotoğraf makinesi

Dslr makinelerinin yerini almaktalar. Şu ana kadar tek dezavantajları, bataryalarının çok hızlı tükenmesidir. Nerdeyse her işlevi elektronik olarak gerçekleştirdikleri için bu çok normal sayılır. Yine de teknolojide ortaya çıkan ilerlemeler sayesinde bu sorun yavaş yavaş ortadan kalkmaktadır.

Sonuç

Bu yazımızda fotoğrafçılık hakkında ilk bilmeniz gerekenleri sıraladık. Ancak bu sadece bir başlangıç, kendinizi bu alanda geliştirmek istiyorsanız diğer yazılarımıza göz atabilirsiniz.