Yepyeni Bir Yolculuk: "Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu"
Bugün daha önce hiç bir kitabını okumadığım, Italo Calvino'nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabına bitirdim. Özgün olmaya çalışan çok kitap okudum. Bunu gerçek anlamda başaran ilk kitap belki de!
Bugün daha önce hiç bir kitabını okumadığım, Italo Calvino'nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabına başlıyorum. Ne ile karşılaşacağıma dair bir fikrim yok.
Italo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu adlı yeni romanını okumaya başlamak üzeresin. Rahatla. Toparlan. Zihnindeki bütün düşünceleri kov gitsin. Seni çevreleyen dünya bırak belirsizlik içinde yok oluversin.
Kitap böyle başlıyor. Her türden insanın ihtiyacı olan bir giriş. Bir nevi terapi cümlesi gibi. Bakalım bizi nasıl bir macera bekliyor.
Kitabın henüz 100 sayfasını okudum ancak rahatlıkla söyleyebilirim ki şu ana kadar okuduğum en farklı tarza sahip roman. Aynı zamanda okuyucuyu düşünmeye iten güzel bir kurguya sahip.
Şu ana kadar farklı olmaya çalışan çok roman okudum. Fark yaratmaya çalışarak birbirlerine benziyordu hepsi. Ancak bu romanda yazar farklı olmayı doğallıktan taviz vermeden ve gerçekten başkasına benzemeden başarmış. Okuyucuyu düşünmeye itiyor ama onu yormuyor. Kitap tatlı bir sohbet havasında ilerliyor.
Yazar aynı zamanda okuyucuyu farklı tarzlarda romanları bir öğretmen edasıyla öğreten ve eleştiren olarak konumlamış kendini. Bir çok roman türünün örneklerini konu almış.
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu Konusu
Yazar bu romanda daha önce denenmemiş bir şey deniyor ve okuyucuya okuyucunun hikayesini anlatıyor. Evet romanın konusu roman okurları.
Bir kış gecesi eğer bir yolcu kitabını alıp okumaya başlayan bir okur, ilk bölümü bitirdikten sonra bir sürprizle karşılaşıyor. Kitabın diğer bölümleri de ilk bölümle aynı.
Hemen kitabı aldığı kitapçıya gidiyor, olayın bir basım hatası olduğu ve başka bir kitapla karıştırıldığı anlaşılıyor. Eğer isterse kitabın hatasız bir versiyonunu alabileceği belirtiliyor.
Ancak okur okuduğu bölümün Eğer bir kış gecesi bir yolcu kitabına değil de karıştırılan diğer kitaba ait olduğunu düşündüğü için diğer kitabı istiyor. Bu arada aynı kaderi yaşayan bir kadınla tanışıyor ve değişik bir macera başlıyor.
Bir romanın devamını okumak için başlanan macera 10 farklı romanın sadece giriş kısmının okunmasıyla sonuçlanıyor.
Kitabı özgün kılan şeylerin başında elbette romanın kahramanı geliyor. Romanın asıl kahramanı sen diye hitap ettiği okur. Bu okur bazı bölümlerde bir kadın ama çoğu zaman erkek oluyor.
Sonuç
Kitabı bitirdim. Yazar okumanın farklı şekilleriyle ilgili düşüncelerini sıralıyor. Bunların hepsini özetleyemeyeceğim şimdilik ama bir kitabın sonuna doğru bir bölümde geçen, kitap okumak aslında insanın kendini okumaktır gibisinden bir tez en çok hoşuma giden oldu.
Belki ilerde kitapta altını çizdiğim bölümleri de eklerim buraya ama şimdilik bu kadar.
Ha burada kitaptaki romanların isimleri bir araya getirildiğinde ortaya şöyle bir metin çıkıyor (Kitabın ismini bir nebze de olsa tamamlamış oluyor.):
Bir kış gecesi eger bir yolcu; Malbork kasabasının dışında, sarp yamaçtan sarkarken, rüzgârdan ve baş dönmesinden korkmadan gölgenin yoğunlaştığı aşağıya bakarak birbirine bağlanan çizgilerin ağında, birbiriyle kesişen çizgiler ağında ay ışığıyla aydınlanan yapraklardan halının üstünde, boş bir mezarın çevresinde "Oracıkta sonunu bekleyen öykü hangisi?" diye, öyküyü dinleme sabırsızlığı içinde sorarsa.